Uzun yazılar okunmuyormuş. Öyle diyorlar. Hoş zaten blogum benim içim. İçimden bir parça. Çok kişinin görmesine de bilmesine gerek yok. İnsan en sevdiği çikolatayı herkesle paylaşır mı?
Bu yazı geçmişteki bana bir dokunuş ve gelecekteki halime ise bir geri dönüş amacı güdüyor. Gelecekteki İpek'e bir geçmiş oluştursun; kat edeceği yolları kat ettiğinde, aşacağı engelleri aştığında, geçmişine dönüp bakabileceği bir sayfa olsun.. Umuyorum çok daha fazla hayalini gerçekleştirmiş olursun.. Hadi o zaman başlayalım..
Hayatımda yaptığım hiç bir şeyden, söylediğim hiç bir kelimeden pişmanlık duymadım. Yaptıklarım, giydiklerim, söylediklerim beni bugünkü ben haline getirdiler. Mesleğimde bunların başında gelir. Ailemde böyle yetiştirdi bizi. Biz söylediğimiz her lafın sorumluluğunu almamız gerektiği bilinci ile yetiştirildik. İşe uyuduğum için geç kaldıysam, uyuduğumu söylerdim. Bu hep böyleydi ve umuyorum ki böyle devam eder..
Ben biyoloğum. Keyifle okudum bölümümü. Severek okudum. Yine olsa yine okurum.
Her yaz bir bilim kampına katıldım. Olabildiğince açtım bilgiye. Her bir bilgi tanesi orada benim onları yudumlamamı bekliyordu. Bende gittim ve yudum yudum içtim. Kendimi donatabildiğime donattım. Gelecek beni bekliyordu.
Üzerine bir güzel yüksek lisans yaptım, çünkü benim yüksek hayallerim vardı. Yüksek hayaller için yüksek lisans şarttı :) Hacettepe Eczacılık Fakültesine başvurdum. Sen giremezsin dediler, dudak büktüler falan. Görüştüğüm hoca dışında, hiç bir hoca, profesör (!) beni bölüme almak istemedi. Ben bölüme girmeye hak kazandım ama..
2 ay her gün ağladım. Oradaki sevgili! bir profesör aralıksız 2 ay boyunca beni her gördüğünde yanına çağırıp, neden bölüme girdiğimi, bu bölümün bana zor olacağını, benim eczacılık değil biyoloji mezunu olduğumu söyleyip durdu. Ben o kadının her sınavından 100 aldım ve böylece bezdirme seanslarımız sona erdi.
Sonra evime döndüm. Biraz daha yükselsek iyi olacaktı. Deniz biyolojisinde bir yüksek lisans daha.. 2 yıl boyunca çalıştım, ders aldım, proje yazdım ve sevgili danışmanlarım beraber çalışamadılar! Kavga ettiler ve 2 yılımı çöpe attılar. Okuldan soğudum. Bir etütte çocuk işçi oldum, bir dalış merkezinde de dalgıç (sigortasız - asgari ücretin altında).
Hayatım yokuş aşağı iteklerken beni, hayatıma anlam katan o insanla tanıştım. Tabii ki her olay gibi onunla ilişkim de ters gidecekti. Yalanları ortaya çıkacaktı. Beni aldatacaktı. Hatta hatta köşede kıyıda, hali hazırda bir karısı ve çocuğu, bir de metresi olacaktı.
Olmadı.
Tanıdığım en eğlenceli, en kültürlü, en donanımlı, en merhametli, en egosuz ve en sevgili olunası insan çıktı. Hayatım çiçekli bir bahçe..
Ellerimden tuttu. Yüksek lisans bitti sayesinde.
Ellerimden tuttu, ben çocuk işçi olmaya devam ettim:)
Ellerimden tuttu. Formasyon aldım. Okullara başvurabileyim diye.
Ellerimden tuttu, hayatlarımız birleşti.
Hayatımın bundan önce en korkulası görülen kararını, bana tereddüt bile etmeden aldırdı. İyi ki yaptı.. İyi ki var.. 2 yıldır hayat ortak, güzel ve sevilesi..
Okullara başvurdum. Beni almayacaklar mıydı sanki? Kapı kapı dolaşıp iş aramakta neymiş, beni kapışacaklardı. Kapışmadılar..
Ben çocuk işçiliğe devam :) 2 yıl geçti.
Sonra bir ilan gördüm. Tübitak projesi - bursiyer olmak falan. Hep benim çalıştığım konular.. Tabii ki beni almayacaklardı.
Sevgilim girdi yine devreye. Ellerimi tuttu. Sırf hatırına başvurdum ve şimdi başladığım yerdeyim. Tekrar hayallerimi başlattığım üniversitede doktora yapıyorum.
Şimdi..
Buraya kadar yazdıklarımın hepsi benim kıyafetlerim. Okullar, meslekler, donanımlar, diller benim kıyafetlerim. Sizin kıyafetleriniz.
Oysa satır araları bana ait. Ellerimi tutan hayat arkadaşım, arkamda sapasağlam dikilen ailem, yanımı yöremi kuşatan arkadaşlarım bana ait, kıyafetlerimi nasıl taşıdığımı veya taşıyacağımı biçimlendirenler.
Şimdi sen.. Bu kadar düştün kalktın. Hayaller kurup hayaller yıktın ya. Yine düşüp kalkacaksın. Yine kanayacaksın. Yine koşacaksın. Yıllardır olduğu gibi yine mesleğini yaptırmayacaklar. Yine parasız kalacaksın.
Olsun.
Bir kıyafet gider, yenisi gelir. İnsanlığın ve benliğin seninle kalsın.. Sen hep insan, hep iyimser, hep egosuz kal, hep merhametli ol. Her zaman kıyafetlerin yakılacak birer çöp olduğunu hatırla ve başkalaşma.. Her zaman sev ve sevgiyle kal..